Ne anneannemi gördüm. Ne de onun kayınvalidesinin adını duydum.
Çok zaman geçti.
Arkadaşım mesaj atmış, büyüyemeden yaşlandık, diyor.
Havalar sıcak ve yaz. Biraz zaman geçince sonbahar gelecek. Sonra kış.
Kimbilir sen nerede olacaksın.
Kimbilir ben de burda olmam belki.
Yeni bir mızıka siparişi verdim. Bu sefer her zamankinden daha güzel çalacağım.
Nezahat hanım, Yakup peygamber sabrı ile dayanıyor yaralarına ve bana soruyor, nasılmışım diye. Estetik ameliyat olmaya gelen hastalarımın bu soru akıllarından bile geçmiyor. Burun deliklerinin eşit olmadığını düşünüp ona üzülüyorlar. Az önce odamdan çıkan hastamı gördünüz mü diye sormak geçiyor içimden.
Savaşlar sürüyor. Kitaplar eskisi kadar çekmiyor beni ve bir makale başlığı ile midem bulanabiliyor. Bana "senin işin çok zor" diyen meslektaşım öleli çok zaman oldu. Artık kırgın da kızgın da değilim.
Rüya gibi.