Cumartesi sabah, hastanedeyim.
Dün ameliyat ettiğim hastaları görmeye geldim.
Önümde ve epeyce ileride beyaz saçlı ve biraz beli bükük, biraz omuzu düşük o adamı gördüm.
Bir vakitler burada namlı, itibarlı ve iktidarlı bir doktormuş. Şimdi belli ki biraz zaman geçmiş.
Adeta benim için önümde yürüyor gibiydi. Bana, az zaman sonra sen benim yerimde olacaksın, der gibiydi.
Sonra, Ugandalı arkadaşımı ve kayınvalidesini kızı ile beraber köylerimizden birine götürdüm. Çok beğendiler. Gürcüce, Japonca ve Afrika dillerinde şarkılar dinledik yolda. Çilek ve hurma satın aldık köylülerden.
Köyümüz kadar köy yollarımızı da beğendiler. Bizde köy yolları böyle olmaz dediler.
Künefeciye giderken ben onlara İdi Amin'den söz ettim. Meğer Uganda'nın resmi dili İngilizce imiş.