25 Mart 2025 Salı

BOMBALAR

 Üzerimize bombalar düşmüyor

kopmuş kollar görmüyoruz

ama silahlanıyor devletler

altmışbeş yaşında köylerde ev hayalleri kuruyoruz

altın yükselirken

Altun abladan arsasını satmasını istiyoruz

o ise satmıyor

sen niye almak istiyorsan

o da o sebeple satmıyor

biraz daha zaman geçiyor ve Altun abla yoğun bakıma yatıyor

halılar kirleniyor

bunu bilmeden ölen erkekler var

kuşlar ötüyor

su veriyorum


ERKEKLERİN KULAĞINDA KIL ÇIKMASI

 Büyük

çok büyük bir yalnızlık  ve  hiçin ortasında

kavgalar

beğenmemeler

sataşmalar

yaşlanmak

burnumuzun büyümesi

kulağımızda kıl çıkması

alışverişler 

ve bazen müzik.

Çocukken Barış Manço dinlemek, 55 yaşında Nakajima Miyuki dinlemek beni kim yaptı?

Bilemiyorum.

Sadece,  aralarda Ferideddin attar'ın da var olması bana bir serinlik veriyor.

Bir de içinde var olduğum odalara Hızır gibi yetişenler olur. 



13 Mart 2025 Perşembe

ÇALIŞKAN OLMAK ÜZERİNE

Başarılı olmasak da olur. 

Paramız çok olmasa da olur.

Ama çalışkan olmak zorundayız. 



11 Mart 2025 Salı

W GREY WALTER

 W. Grey Walter bir tıp doktoru ve nöroloji uzmanı.

1950 yılında "tortoise" olarak adlandırdığı bir robot yapıyor. Bu robot şimdilerde yapay zeka olarak sıkça dile getirilen ve ofislerde ve lüks evlerde sıklıkla kullanılmaya başlanan robotik elektrik süpürgelerinin atası gibi. Yaydığı elektromanyetik alan etraftaki cisimlere çarpınca onlardan uzaklaşarak ilerliyor yolunda. 

Bunları okuduğum kitap 1989 yılına ait. The Emperor's New Mind. Roger Penrose kaleme almış. 

Aradan 40 yıl geçmiş olarak sabah akşam yapay zeka,  yapay zeka deyip hakkında  çok az şey bilerek konuşmalar yaptığımız bir günlüğümüz var. 

Benim bu kitapla buluşmam da nasıl açıklanabilir bilmiyorum. 

Bununla ilgili olarak internette izleyebileceğiniz videolar arasında doktorun kovaya ayağıyla dokunması çok sevimli. 

6 Mart 2025 Perşembe

DÜNYANIN BURNU BÜYÜDÜ

 Dünyanın burnu büyüdü. Dünyanın burnu Kaf Dağı’nda. Hepimiz her şeyi istiyoruz ve hemen istiyoruz. Hayatımızı kolaylaştıran onca şey var ama bunları bizim hizmetimize sunan insanları hatırlamıyoruz bile. Kıymet bilmiyoruz. Kıymet bilmeyince bizim de bir kıymetimiz kalmıyor. 

Burnu büyüdü sözünü bir başka insanın kibirli davranışlarına şahit olduğumuzda kullanabiliyoruz. Dünya kelimesini bu ifadeye ekleyerek  toplumsal bir kibirli oluşa dikkat çekmek istedim. 

Eskiden olmayan bir çok şey hayatımıza girdi. Yiyeceklerden  giyeceklere, kullandığımız araç ve gereçlere ve nihayet davranışlarımıza kadar. Hepimiz güzel olmak istiyoruz, hepimiz çok güzel olmak istiyoruz, hepimiz zengin olmak istiyoruz, kendimizden daha azlara sahip insanlara değil daha çoklara sahip insanlara bakıyoruz. Onda var bende niye yok diyoruz. 

Şükür etmek, kanaat etmek söz konusu edilince bunu dile getiren insanların bile yeterince lükse karıştıklarına şahit olabiliyoruz ve bu tavsiye kalplerimizde karşılık bulmuyor. 

Televizyonda savaş haberlerini bile kırmızı kostümlü,  dudakları büyütülmüş, burunları kavisli ve ucu kalkık yapılmış kadınlar  sunuyor. Açık oturumların çoğu konuşmacısı erkek olsa bile onu yöneten,  estetik ameliyatlarla  yüz hatları değiştirilmiş  bayanlar oluyor. 

Geride kalan yıllarda düpdüzgün, yusyuvarlak elmaların yerlerini organik diye adlandırılan çirkin görünümlü elmalara bıraktığına şahit olduk. Yamuk yumuk patatesler  ve  salatalıkların organik ve daha sağlıklı olduğunu düşündüğümüz oldu. 

Bir gün hiç estetik ameliyat olmamış, organik görünümlü insanların güzelliğinin  aynı zamanda kalplerinin güzelliği  ile de atbaşı gideceği  günler gelebilir. 

Kalpleri güzel insanların biraz bedensel kusurlu olmalarına bakarak, kalpleri kusurlu insanların çok güzel ve düzgün bedensel görünüme sahip olmaları en azından bu ameliyatları yapan bir doktor olarak bende bir ilgi ve beğeni uyandırmıyor. 

Peki öyleyse ben bu işin içinde ne arıyorum?

Kendimi.