CEM KARACA'YI ANLATAN FİLM

 Epey aradan sonra sinemaya gittim. 

Salon dolu değildi. Cem Karaca'yı tanıyan ve onun şarkılarını dinleyen insan sayısındaki  azalmayı tahmin etmek mümkün. Yine de  izleyiciler güzel insanlardı. Sessiz sakin izledik. Biraz ağladık. Bizim de gözyaşlarımız vardı filmin ismine taşınan Cem Karaca'nın Gözyaşları gibi. 

Sabah hatırladım, ben Cem Karaca'yı çok eskiden rüyasında görmüş biriydim. 

Filmin en başarılı taraflarından biri şarkılara boğulmamış olması. Bir müzisyenin hayatı anlatılıyor ve çok sayıda şarkısının filmi süslemesi beklenebilirdi. Ama öyle yapılmamış ve bu kanımca çok yerinde olmuş. 

Cem Karaca'yı oynayan sanatçı, Cem Karacaya çok benzemese de hal, hareket ve duruşunu çok özümsemiş ve güzel oynuyor. Şarkıları Cem karaca mı okuyor, film sanatçısı mı okuyor, ancak Cem Karaca'yı  iyi dinleyenler ayırt edebilir. 

Toto Karaca yani Cem Karaca'nın annesini oynayan sanatçımız da çok başarılı. Babasını oynayan sanatçımız da çok başarılı. Emrah Karaca'yı oynayan çocuklar da çok iyi. Hatta biraz büyümüş olarak babası için vatan haini ithamında bulunan çocuklara karşı duruşunda  çok gerçek bir karşı duruş yaşatıyor.

Cem Karaca'nın siidisini bana 30 sene kadar önce Emin abi hediye etmişti. Onu aradım filimden sonra teşekkür ettim. Filme gitmesini tavsiye ettim. Siidi hala elimde. 

Böyle bir film yapmayı düşünen onu gerçekleştiren insanlara  da teşekkür etmek isterim. 

Cem Karaca'nın hayatı yanında kendi doktorluğum etrafında dönen dolapların çirkinliği  ile utandım. 

Belki Cem Karaca babasının sözünü dinlemeyi deneseydi her şey farklı olabilirdi. Ama  o Cem Karaca  olacaktı  o gidişle. Barış Manço'nun bir röportajında söylediği gibi o da bir amaçla bu dünyaya gelmişti. Onun peşindeydi. 

Film dolayısıyla sadece şarkılarını tanıdığım Cem Karaca'nın hayat hikayesini de öğrenmiş olmak beni çok mutlu etti.  İçime bir hüzün düşse de tavsiye ederim gidin ve izleyin lütfen. 

Böylece Emrah Karaca olmanın zorluklarını da, Cem Karaca'nın eşi olmanın zorluklarını da anlayabilir insan. 

Aslında son derece normal ve sıradan bir insanın sadece yaptığı müzikle çok aykırı bir insanmış da başına belalar davet etmiş gibi bir çatışmaya şahit olmak üzücü. Ama bu dünyanın her yerinde böyle. Japonya'da da böyle. Kaabe isimli filmi izlerseniz orada da aynı hikayeye denk gelirsiniz. 

Cem Karaca için çok şey söylenebilir ancak benim anladığım şu ki o, özgür bir kafa ve sevgi dolu bir kalbe sahipmiş. 

 

Popüler Yayınlar